14 Ocak 2010 Perşembe

Bu da böyle olsun

her gencin derdi olan "final dönemi", geldi çattı, hatta geçmek üzere. tabi ki tüm bu geride kalan sonbahar ve kışı sağlam geride bırakan bünyelerde ne görülür final zamanı? evet, cevap çok belli, hastalık! 2 gün önce "boğaz gıcıklanması" olarak baş gösteren ufak öksürükler, kuzeyden gelen soğuk hava dalgalarıyla birlikte, "kuru ve bitmeyecekmişcesine uzun süren" öksürüklere bıraktı yerini. meteorolojiden gelen tahminlere göre, yer yer halsizlik de hissedilecekmiş. aman diyim, sıkı giyinmek lazım bu dönemlerde. hatta sıkı giyindiğini düşünüyorsan bile yeterli olmuyor, en temizi "sıkı giyindim lan" dedikten sonra bi kat daha giymek, "katmerli sıkı" giyinmiş olmak. en azından bundan sonraki ömrümün sonuna kadar olan süreçte izleyeceğim yol haritası bu olacak benim. "enough is never enough" hesabı yani.

peki ne türlü badireler atlatıldı bu süreçte? galiba her şey atlatıldı ya. ne uykusuz geceler kaldı, ne kapanan gözler, ne de sinir bozan ve gelecekte de bozması muhtemel olan ekşınlar. tabi şimdilik tüm bunlar, yine de geleceğin ne getireceğini bilmiyoruz. "umutla bakmak" gibi bi kavram da literatürümüzde olmadığı için, "bakalım" diyoruz sadece.

ha tabi bir de, çok kişilikliymişim gibi "sürekli çoğul eki kullanma" durumum var. bu nereye kadar sürecek böyle, gerçekten bilmiyorum ama sanki çoğul eki kullanınca daha etkili oluyormuş gibi geliyor bana, yoksa şüphen mi var?

1 Ocak 2010 Cuma

2012'ye 2 Kala, Niye Kutluyoruz ki Yeni Yılı?

evvet efendim. günlerimizden 1 ocak 2010. yeni bi yıl artık. klasikleşen "2010 çok güzel olacak, 2009 geride kaldı, hiper mutluyum, şöyle heyecanlıyım, böyle sevinçliyim" tadında bir şey yazmayacağım kendimce aşikar. neyse tabi. hatta gece hakkında pek bir şey de yazmayacağım. alelade bi gece diyelim, bu konuya noktamızı koyalım.
değinmek istediğim, gece eve gelince, normal şartlar altında pek sevmediğim, ve sevmediğim için çevremden pek çok tepkilerle karşılaştığım, the beatles ile ilgili. eve geldim, kafamdan bi ses "olm git the beatles dinle, dinle dinle, onların şarkılarının olduğu dvd'yi bul bul bul bul" falan diyordu. neden ben de anlamadım. 40 yılda bir açıp, 1 şarkı dinleyip kapattığım bi grup hakkında neden böyle istek oluştu içimde? cevaplandıramam bu soruyu kesinlikle. bulamadım dvd'yi, ama içimdeki ses hala aynı şeyleri diyordu. sabah oldu, kalktım, ve yaptığım ilk işlerden biri, o dvd'yi aramak oldu. tam aramaktan vazgeçecekken, buluverdim kendisini, içindeki the beatles şarkılarını kopyaladım bilgisayarıma, sonra başladım dinlemeye. bir sardı, bir sardı, anlatamam. 3 tur döndüm albümü -elimdeki 27 tane 1 numara olmuş şarkılarının olduğu toplama albümmüş-.
sıkılırdım normalde, sıkılmadım, dinledikçe dinleyesim geldi.
ben bile kendimi garipsiyorum hala. nasıl oldu da bir anda böyle bir şey oldu diye.
radikal bi karar/durum/şey idi benim için bu.
ve galiba anlam veremeyeceğim bir anda içimde coşan the beatles sevgisine. ne diyelim, hayırlısı olsun artık.

ve tabi ki, hakkaten, 2012'ye 2 kala, niye kutluyoruz ki yeni yılı?
cevap veren beri gelsin.