4 Ekim 2009 Pazar
Poz Mu?
Hayır, hiç sanmam. Bi insan istese de böyle bir poz veremez. İmkanı yok. Bu "an"ın getirdiğinin bir fotoğrafla ölümsüzleştirilmesinden başka hiç bir şey değil.
Stüdyoda, yorulmuş, -ya koltuk bulamadığından ya da en yakın orası olduğu için- amfiye (hadi amplifikatör diyelim de, doğru kullanalım) oturmuş, bacak bacak üstüne atmış. Yakmış sigarasını.. Ovuşturduğu gözleri kim bilir neler görmek istiyor.. Ama kim bilir aklından neler geçiyor, Deborah'la olan kavgaları mı, hastalığının getirdiği çaresizlikler mi, Natalie'ye nasıl daha iyi bir hayat sunabileceği mi, yoksa yaratacağı şaheserlerinden birine yazacağı can alıcı mısralar mı.. Dedim ya, kim bilir.. Tek bildiğimiz ise, bir süre sonra bu düşüncelerinin sonunun geldiği. Daha doğrusu, kendi isteğiyle tüm düşüncelerinin sonunu getirdiği.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder